top of page

creasoranun

Public·140 members

50 Soruda Bilim Ve Bilimsel _HOT_


Aynı zamanda kitap, halk arasında yaygınlaşmış ama bilimsel karşılığı oldukça az olan evrim sorularını cevaplama bahanesiyle evrimsel biyolojideki birçok önemli kavramdan ve terimden söz etme fırsatı da sunuyor. Yani evrimle ilgili 50 farklı soruya, sosyal medyanın gürültüsü olmaksızın, sakince cevaplar bulmanız ve bu sırada evrimle ilgili birçok diğer detayı öğrenmeniz mümkün olacak.




50 Soruda Bilim Ve Bilimsel


Download Zip: https://www.google.com/url?q=https%3A%2F%2Fvittuv.com%2F2uhDgl&sa=D&sntz=1&usg=AOvVaw2jH6gQM5HDDiQ0_BtGO8so



Canlıların sınıflandırılması kısmı ise sınıflandırma sistemlerinin tarihsel gelişimi ile başlıyor. Devamında gelen soruda dünya üzerindeki isimlendirilebilen tür sayısı ile ilgili ortaya konulan veriler ile farkında olmasak da milyonlarca farklı tür ile birlikte yaşadığımızı ve belki de bilmediğimiz çok daha fazla sayıda türün de bulunduğunu vurguluyorum.


Suyun yaşam için ne derece önemli olduğundan, evrende yaşamın ortaya çıkabileceği bölgelerden, NASA araştırma sonuçları gibi çok güncel ve bilimle ilgilenmeyen kişilerin bile ilgisini çeken konularla devam ediliyor.


Kitabın devamında ise yaşamın tarihinin daha net anlaşılabilmesi için kronolojik bir sıra takip ediliyor. Büyük patlama ile başlanıyor ve zamanda ilerleyerek Güneş Sistemi, Dünya ve Ay oluşturuluyor. Dünya okyanuslar ve atmosfer ile çevriliyor ve sonunda da yaşam ortaya çıkıyor. İlk canlılığın kademeli olarak ortaya çıkışı, yaygın olarak kabul gören bilimsel kuramlar verilerek anlatılıyor. Zamanda ilerlenerek canlıların yayılışı ve çeşitlenişi, Kambriyen Patlaması, bitkilerin, dinozorların, memelilerin yayılmaları ile devam ediyor.


Kitabı hazırlarken aklımda sürekli şu fikir vardı. Bu kitap bilimsel bir kitap olmalı ancak sadece bu işin içinde olanların anlayacağı türden bir kitap da olmamalı. Bu yüzden de mümkün olduğunca sade bir dille ve karmaşık bilimsel ifadeler kullanılmadan yazmaya özen gösterdim. İlköğretim öğrencisinden emekli bir vatandaşa kadar herkesin kitabı rahatça takip edebilmesini amaçladım. Kitapta verilen bilgiler oldukça temel ve güncel bilgiler. Ancak çeşitli nedenlerden ötürü eğitim sistemi olması gerektiği gibi değil. Bilimsel gelişmeler takip edilmediği gibi evrim kuramı gibi en temel kuramlar da reddediliyor. Bu yüzden kitabın ilköğretimde, lisede ve üniversitede ek kaynak olarak rahatça kullanılabileceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar özellikle lise biyoloji öğretmenlerinden aldığım olumlu eleştiriler de bu düşüncemi destekliyor.


Dergi ile birlikte çalışan sayısız bilim insanı var. Tanınmış profesörlerden lisans öğrencilerine kadar birçok gönüllü işin bir yerinden tutarak derginin çıkarılmasını sağlamış oluyor. Bunun yanında, oldukça etkili ve yüksek katılımlı etkinlikler de düzenleniyor. Özellikle evrim kursları, çalıştaylar, konserler ile her eğitim seviyesindeki kişiye ulaşılarak evrim, evrim eğitiminin önemi, bilim insanı olmanın verdiği sorumluluklar anlatılıyor.


Evrim konusu en çok tartışılan konu olduğundan biraz öne çıksa da genel bir bilim düşmanlığından da bahsetmek mümkün. Bu, ilerlemeye, gelişmeye karşı bir direnç. Bunu fark ettiğinizde siz de bu direnci kırmak için bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Özellikle bilim ile doğrudan ilgili bölümlerden geliyorsanız sesinizi daha çok çıkarmak ve insanlara ulaştırmak istiyorsunuz. Sanırım insanların derginin çevresinde bir araya gelmesinin en önemli nedeni de bu.


Temel eksikliklerden söz edilebilir. Örneğin, hükümetlerin ya da dönemin bakanlarının, müdürlerinin görevlerini yerine getirmedikleri ya da bilim karşıtı gruplara göz yumdukları söylenebilir. Ancak ben daha önemli bir konunun üzerinde durmak istiyorum. Bilim insanı olmak sadece günlük deneylerini yaparak, kendi projelerini gerçekleştirmek, bunun sonucunda da kadrolar almak değildir. Bu işi yapıyor olmak diğer işlerden farklı bir durum. Sorumluluğu ile birlikte gelen bir iş. Her bilim insanı edindiği bilgiyi çevresine yaymakla yükümlüdür. Bir yerde bilimin karşısında bir oluşum var ise bilim insanı kimseye danışmadan kendi sorumluluğu gereği sesini çıkarmak, gerekirse bağlı olduğu kurumda organizasyona giderek tepki vermek zorundadır. Tek tek kurumların sorumluğu büyük olsa da, daha önemli sorumluluk bizzat her bir bilim insanına aittir.


Resmi kanalların bu kadar geriye çekilişinin birçok farklı nedeni olabilir. Çıkar ilişkileri, yanlış bilgilendirme, görevini yapmayan sorumlular ve tabi ki ilerlemeye ve bilime karşı duyulan garip bir nefret duygusu ilk aklıma gelenler. Ancak resmi kanalların görevini yerine getirmiyor oluşu, her bir bilim insanının sorumluluğunu azaltmaz, aksine arttırır.


Benim yüksek lisans ve doktora süresince çalıştığım konu Moleküler Biyobenzetim olarak adlandırılıyor. Her konunun temelinde olduğu gibi bu konunun temelini de evrim oluşturuyor. Bizim ilk çıkış noktamız doğayı gözlemlemek. Organizmalarda meydana gelen ve organizma için fonksiyonel olan sistemleri gözlemliyoruz ve benzerlerini oluşturmaya çalışıyoruz. Canlılarda evrimsel süreç sonunda milyonlarca yılda oluşan özelliği biz laboratuvar ortamında elde etmeye çalışıyoruz. İnorganik yüzeylere bağlanan kısa peptidler bizim doğrudan çalıştığımız konu. Canlılar inorganik yüzeye bağlanabilen proteinleri sayesinde birçok yararlı fonksiyon oluşturabiliyorlar. Biz de seçtiğimiz altın, silika, gümüş gibi bilimde uygulama alanı geniş olan malzemelere bağlanacak kısa peptitler seçiyoruz. Bu seçimi gerçekleştirirken de temelde faj gösterim yöntemi adı verilen bir teknik kullanıyoruz. Bu yöntemde inorganik yüzeye 1012 civarında farklı kombinasyona sahip peptid kütüphanesi gönderiliyor ve çeşitli yıkamalar sonucu bağlanmayanlar elenirken iyi bağlananlar yüzeyde kalıyor. Sonraki aşamada ise yüzeyde bağlı bulunan peptidler yüzeyden toplanarak yeni bir yüzeye aktarılıyor ve daha yoğun yıkama gerçekleştiriliyor. Bu şekilde her aşama sonunda yüzeye iyi bağlananlar seçilirken, bağlanamayanlar eleniyor. Son aşamada elimizde kalan 10-50 peptid ise 1012 diziden sona kalan seçilmiş diziler. Bu sistem tam da evrimin doğada uyguladığı seçilimi hatırlatıyor. Yaptığınız proje ne ile ilgili olursa olsun, temelinde evrimin kurallarının yer aldığını görebilirsiniz diye düşünüyorum.


Küreselleşen dünyada bireylerin en az bir yabancı dili iyi bir şekilde bilmeleri ve kullanmaları büyük önem taşıyor. Hangi okul türü olursa olsun mezun olan tüm öğrenciler artık uluslararası iş arama ve iş yapma zorunluluğu içindedir. Öte yandan dünyadaki bilimsel gelişmeleri takip etmek, inovasyondan uzak durmamak ve dünya vatandaşı olabilmek de yabancı dil öğrenme zaruriyetini ortaya koyuyor. Peki dil öğrenmek yetenek işi midir? Dil öğrenmenin biyolojik boyutu nedir? Hem bu boyutların daha net anlaşılması hem de bu boyutlara bilimsel kavramlarla derinlik katmak amacıyla iki sorunun analizini yapmak yerinde olacaktır.


Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.


Doktora eğitimim sırasında makalelerini ve kitaplarını okurken bir gece yarısı kendisine eposta gönderdiğim ve hemen cevap vererek bana akademik hayatımın en önemli hediyelerinden birini veren ünlü Amerikalı dil bilimci ve filozof Noam Chomsky'e göre, insanlar dil edinim cihazı diye bilinen bir cihazla dünyaya gelirler. Bu insanlarda doğuştan var olan gizil bir güçtür. Dilin içine doğan her çocuğun ana dilini evrensel kurallar çerçevesinde -eğer biyolojik anlamda bir sorun yok ise- edinmesinde bir engel yoktur. Dil edinim süreci, insanların doğdukları andan itibaren önce dinleyerek yeterli miktarda girdiye maruz kalmaları suretiyle sonra da çevrelerindekilerle etkileşim içine girerek kendilerine verilen mesajları anlamlandırmasıdır. Chomsky tarafından ileri sürülen ve sistematik dil kodlarını barındıran zihinsel potansiyeli sembolize eden dil edinim cihazının yardımıyla insanlar tıpkı puzzle'ın ilgili parçalarının bütünü oluşturması gibi gerekli girdinin sağlanması koşuluyla ana dillerini edinirler.


Yabancı dil öğrenme ve beyin arasındaki ilişkiyi pek çok açıdan ele alan araştırmaların sayısı az değil. İkinci bir dil öğrenmenin başta beynimizi geliştirmek olmak üzere beyni büyüttüğü de İsveç bilim insanları tarafından kanıtlanmış bir durum aslında. İsveç Silahlı Kuvvetler Tercüman Akademisindeki genç askerlerin yeni bir dil öğrenme süreçlerini mercek altına alan araştırmacılar, bu askeri öğrencilerin dil eğitiminden önce ve sonra beyinlerindeki gelişimi incelemişler. Çok çaba göstermiş ancak yabancı dil öğrenememiş öğrenciler ile yabancı dilde başarılı olan askeri öğrencilerin MRG taramaları yapılmış. İlk grubun beyin yapısının değişmeden kaldığı ancak ikinci gruptaki bireylerin beyninin belirli kısımlarının büyüdüğü görülmüş. Boyut olarak gelişen parçalar duygularla ilgili olan hipokampus ve ve serebral korteksteki üç alandır.


İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayıgösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızlabirlikte bize ulaşın!


Ama tabii ki amacımız, bilimsel bir temeli olmayan evrim karşıtlığı ile kavgaya tutuşmak değil. Daha ziyade, bugüne kadar neredeyse her zaman art niyetli ve "yüklü" bir şekilde sorulmuş olan evrim karşıtı sorular, sanki iyi niyetli biri tarafından, gerçekten öğrenmek amacıyla sorulmuş gibi yanıtlıyoruz. Bu da, o soruları sık sık duyup da cevaplarını doğru düzgün alamayanların konuyu tam olarak kavraması için müthiş bir fırsat sunuyor. 041b061a72


About

Welcome to the group! You can connect with other members, ge...

Members

bottom of page